fıkıh

Cevap: Dil altı ilaçlar orucu bozar, her ne kadar bazı kendini bilmez kişiler bu ilaçların orucu bozmayacağını söylese de vücutta rahatlamaya sebebiyet vereceğinden ve vücuda girdiği için orucu bozar. Oruçta aslolan gayenin nefis terbiyesi olduğu bilinmektedir. İster dilaltı olsun ister iğne olsun ilaç almak orucu bozar. Orucu bozmayan tek ila. göz damlasıdır.

Boş duran arsa için şöyle hüküm verilir bu arsa veya tarla eğer ekilip biçiliyorsa öşür verilir Eğer satmak üzere alınmış fakat satılmamış ve beklemekteyse, üzerinden de 1 yıl geçmişse bu arsadan zekat verilir. ancak alan kişi bu arsada ileride ev yapmak veya çocuklarına bırakmak için aldıysa bu arsadan zekat vermek gerekmez.

Ultrason, mr, röntgen gibi işlemlerde eğer vücuda ilaç veriliyorsa orucu bozar eğer vücuda hiçbir şekilde ilaç verilmeden çekim yapılıyorsa oruç bozulmaz. Burada dikkat edilmesi gereken şey, ilaçtır. çünkü ilaç orucun asıl gayesi olan kişinin nefis terbiyesine etki edecek açlık için bir rahatlama meydana getirmekte ve orucu bozmaktadır. İlaçsız yapılan ultrason, mr, film, röntgen, vs. orucu bozmaz.

Cevap:  fıkıhta bununla (oral seks) alakalı bir hüküm yoktur. fakat bu tarz bir ilişki insan tabiatina terstir.  Dolayısıyla mekruhtur. Bakara suresi 222-223. ayetlerde anal/ters ilişkinin caiz olmadığını anlamaktayız. Peygamberimizin anal ilişkiyi yasaklayan hadislerini bu şekilde değerlendirmek gerekir.   Oral/ağız yoluyla ilişki ise her ne kadar tavsiye edilmese de ön ve arka bölgeden yapılan bir cinsel ilişki türü değildir. Eğer böyle olsaydı anal ilişkiyi yasaklayan hadislerin geldiği gibi bu konuda da mutlaka bir yasaklama haberi gelirdi. Bunu hoş görmeyen fıkıh âlimlerinin delilleri (gerekçeleri), hastalık kapma endişesidir. bu konuda haram diyemeyiz fakat harama yakın mekruh denilebilir. aslında münasip olan fıtrata uygun düşecek şekilde münasebete girmektir.

Cevap:  Masturbasyon yapmak aslında caiz değildir. (yapılması uygun değildir). Ancak bu fiil haram değil; mekruhtur. Fakat aşırıya kaçmamalıdır. Zira bu vücutta ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Bundan kurtulmak için ilk yapılacak şey evlenmenin yollarını aramaktır. Fakat ülkemizde gençlerimizin 19-20 yaşlarında evlenmeleri de kolay gözükmemektedir. Bu açıdan evleninceye kadar -Ramazan dışında ki ramazan da zaten oruç tutmalıdır- vakitlerinizi oruçlu geçirmeye çalışmalıdır. Zira oruç tutmak insanın nefsini terbiye etmektedir. nitekim bu konuda Peygamberimiz (sav): Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Gençler! Kimin maddi imkânı varsa hemen evlensin. Kim de maddi imkân bulamazsa (nafile) oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.”  (Buhari, Nikâh, 3; Müslim, Nikâh, 1) Bu arada Allah’a dua etmeyi ve sabretmeyi ihmal etmemelisiniz. Zira Allahın yardımı olmazsa hiçbir şeyi başaramazsınız. ...

Cevap: Eşler arasında cinsel münasebetin elbette ki bir sınırı vardır. Kur’an’da cinsi münasebetin ana gayelerinden birinin neslin devamı olduğu ifade edilmiş ve kadının üreme organından olmak kaydıyla ilişkinin şekil açısından serbest bırakıldığı bildirilmiştir. Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Sana kadınların adet halini soruyorlar. De ki, o bir eziyettir. Adet günleri onları rahat bırakın. Temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. Tertemiz oldular mı, onlara Allah‘ın size buyurduğu yerden yaklaşın. Allah tevbe edenleri sever, tertemiz olanları da sever. Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendinize ön hazırlık yapın. Allah‘tan sakının ve ona kavuşacağınızı bilin. Bunu inananlara müjdele.” (Bakara, 2/222-223) Ayette geçen tarla ifadesi, ürün alınan yer anlamındadır. Ters ilişki ile üreme olmayacağı için ayet ters ilişkiyi yasaklamaktadır. Bu ayetlere göre Allah’ın emrettiği ilişki, normal yolla olan ilişkidir. Konu ile ilgili hadis...